Siyanür ve kiralık katil - İbrahim Akkaya - Çerçeve
Antalya‘da faaliyet gösteren bazı demokratik kitle örgütleri yerel seçimler öncesinde önemli bir çalışmaya imza atıyorlar. "Kent Yönetimini Arıyor" adı verilen bu çalışma, bir anlamda 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak yerel seçimler için bir ön hazırlık anlamını taşıyor.
Demokratik kitle örgütleri, Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası‘nda düzenledikleri panelde, sandıktan nasıl bir yerel yönetim modeli ve anlayışının çıkması gerektiği sorusuna yanıt bulmaya çalıştılar.
Panelde konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Birgül Ayman Güler, katılımcıların soluksuz dinlediği konuşmasında halkın nasıl bir belediye başkanı, nasıl bir belediye meclisi ve nasıl bir il genel meclisi seçmesi gerektiğinin formüllerini verdi. Güler‘e göre, Antalyalılar, ‘yabancı sermaye gelsin, yabancı yatırımcı gelsin‘ düşüncesiyle Antalya‘nın kaynaklarını, kazanımlarını Antalya dışındakilere, ülke dışındakilere paslayan AKP yönetiminden mutlaka kurtulmalı. Güler, " Yerel yönetim diye, belediye meclisi diye, il genel meclisi diye küçümseyemeyin, bağımsızlığın korunmasında bu kurumlar çok önemli. Çünkü kredi, yabancı sermaye, yabancı ortak gibi söylemlerle Antalya‘nın elini kolunu bağlıyorlar. Bir proje için kredi verenler, ihaleyi kimin alacağına da, fiyatının ve süresinin ne olacağına da karar veriyorlar. Kredi vererek gebe bırakıyorlar, elimizi kolumuzu bağlayarak kendi ülkemizde istedikleri gibi at oynatıyorlar. Bunun için de yerel yönetimler önemli. Buradan dur ersek bu hayasız akıma, tepedekiler de rahat hareket edemez" mesajlarını verdi.
TONGUÇ‘U SİYANÜRLE ÖLDÜRMEK İSTEDİLER
Panelin bir diğer konuşmacısı ise Antalya‘da iki dönem belediye başkanlı yapan, ancak ikinci dönemi 1980 askeri darbesinin hışmına uğrayıp 3.yılında biten Selahattin Tonguç‘tu..
Tonguç, önce siyasetin cilvelerini anlatarak başladı konuşmasına..
Kendisini çocuk denecek yaşta belediye başkan adayı gösterenlerin, iş ciddiye binince sandıkta karşısına geçtiklerini ve seçtirmemek için olağanüstü çaba gösterdiklerini söyledi. Çok sayıda adayın yarıştığı 1973 seçimlerinde yüzde 19.5 oyla Antalya Belediye Başkanı seçildiğini anımsatan Selahattin Tonguç, Antalya‘yı halkla birlikte yönettiklerini, halkın yararını gözeten projeler ürettiklerini, bunu karşılığı olarak ta 1977 seçimlerini yüzde 69.5 gibi rekor bir oyla kazandığını söylerken, o günleri adeta yaşıyor gibiydi.
1973te göreve geldiğinde Antalya Belediyesi‘nin kasasının boş olduğunu, çalışanların maaşını babasından borç alarak ödediğini belirten Selahattin Tonguç," o yıllarda kentlilik bilinci vardı. Büyük Limana kağıt fabrikası, havaalanı karşısına çimento fabrikası projeleri hazırlanmıştı. Araştırma yaptık, kağıt fabrikasını denize ve doğaya verdiği zarar, 10 milyon nüfuslu bir kentin verdiği zararla eş değer, çimento fabrikası ise birkaç yıl sonra Antalya Havalimanını kullanılmaz hale getirecek kadar kirlilik yaratacaktı. 20 otobüsle Ankara‘ya çıkarma yaptık, Antalya‘nın geleceğini karartacak bu iki fabrikanın yapımını önledik." dedi.
Tonguç, "Kentlilik bilinci o yıllarda çok yüksekti. Halk çok duyarlıydı, şimdi durum biraz daha farklı.. Vatandaş biraz daha duyarsız. Kentlilik bilinci giderek azalıyor, sadece bir avuç kişinin çabaları da yeterli olmuyor. Biz kağıt ve çimento fabrikasını önleyerek Antalya‘nın geleceğini kurtardık ama, AKP iktidarı seçim kömürüyle Antalya‘nın havasını, rant amaçlı imar planı tadilatları ile de doğasını
bozdu." diyor.
Selahattin Tonguç, kendisinin CHP‘den belediye başkanlığı yaptığı dönemde belediye meclisi üyelerinin emlakçı, ya da arsa spekülatörü olduğunu onların isteklerine karşı çıktığı için de çok tartışmalı dönemler geçirdiklerini de belirtiyor. Tonguç‘un şu sözleri ise günümüzle karşılaştırıldığında çok manidar:
"Eğer rantçılarla kol kola giren ve beni tehdit eden meclis üyelerini talebim üzerine partim ihraç etmesiydi, Antalya‘nın talanı o yıldan başlayacak, belki de bugün nefes alacak yer kalmayacaktı. Bunun için de belediye başkanı kadar belediye meclisi üyeleri de çok dikkatli ve özenle seçilmeli"
Antalya‘nın rantı şimdi olduğu gibi 70‘li yıllarda da ağızları sulandırıyordu. Tonguç, az ama inançlı, korkusuz, vatan ve kent sevgisiyle dolu ekibiyle rant planlarına yüz vermeği için kahvesine siyanür konularak öldürülmek istendiğini, bunu başaramayan rantçıların peşine kiralık katil taktıklarını anlatırken, nasıl bir yerel yönetim modeli gerektiğinin de reçetesini veriyordu aslında.
www.antalyabugun.com , 22.12.2008
